26 Mayıs 2010 Çarşamba

Matematiksel olarak degerimiz.


Bir cin atasözu der ki : Dogdugun zaman 1'sin sapsade bir 1.
Zamanla 1'in sagina sifirlar eklersin; diplomalarin olur, unvanlarin, rollerin, rozetlerin olur, evler arabalar alirsin. Bunlarin her biri bir sifirdir ama 1'in sagina eklendikce senin degerin artar. $u hale gelirsin:
100000000....0000000

Butun bu sifirlarin ne zamana kadar degeri vardir? Sen hayatta oldugun surece. Sen öldun 1 gitti,

000000....000 oldu, sifirlarin hic bir anlami kalmadi..

Madem öyle bizim degerimizi arttiran , ama aslinda bizsiz hic bir degeri olmayan seyleri öz varligimizdan ustun tutmaya calismak niye..? Ben dedigimiz seyi olusturan ögelerin yaptirim gucunun artmasiyla, ruhumuzu benligimizi bir kenara atmak, amaclarimiz, unvanlarimiz ve rollerimiz ugruna "ben"'i unutmak neden? En son ne zaman kendiniz icin bi sey yaptiniz mesela, isiniz askiniz icin degil sadece ama sadece sirf hosunuza gidiyor diye ne yaptiniz kendiniz icin?

Bu atasözunu duydugumdan beri bir nevi aydinlanma yasadim denilebilir.. Hepimizde az biraz acitasyon yapma potansiyeli vardir. "benim derdim , senin derdini döver.." , " senin derdin dert midir benim kinin yaninda" , son olarakta " durdurun dunyayi inecek var " diye yakinmalarimiz, veryansin etmelerimiz olmustur.. Hepsinin nedeni ya isimizden dogan sIkIntIlardir, ya ailemizden, ya colugumuz cocugumuzdan, ya sevgilimizden , ya da maddi durumlar yuzundendir.. Bunlardan biri eksilse kafamizi daglara taslara vururuz, karamsarligin dibine dari ekeriz.. Yasama sevinci denen bi sey kalmaz , bunalima gireriz, hayattan tat almayiz, karalar baglariz vs.. Lakin unuttugumuz bir nokta var ; 'biz' kendimiz.. Size egoist olun demiyorum, sadece kendiniz ile sahip olduklariniz arasindaki ayrimin farkina varin, birine verdiginiz degere yogunlasirken , kendinizi yabana atmayin.. hayat cok kisa...

hayatini rutbesini ve unvanlari uzerine kurmus ve belki de kendisi icin hic bir sey yapmamis olan buyuk hukumdar Sultan Suleyman'a bile kalmamis bu dunya, bize mi kalacak..

O yuzden vay efendim isimden kovuldum ne halt edecegim, sevgilimden ayrildim nasil yasayacagim, böyle hayat olmaz olsun triplerine girmeye hic gerek yok.. Tabi ki insanoglu duygulari olan bir yaratiktir uzulur, incinir, örselenir ama bu degerler olmadan önce de nasil ayakta kalabildigini unutmamasi gerekir.. Kendimizi önemsedigimiz ve unutmadigimiz surece degerlerimiz artacaktir..

Mesela hanimlar evlenmeden önce daha bakimli, daha özenlilerken evlendikten sonra evliligin yukledigi sorumluluklar yuzunden saliyorlar kendilerini bakim desen sifir, kilolar almis basini yurumus, her seye karsi isteksizlesmis, kendinden gecmis bir vaziyete burunuyorlar. Sonra erkek kismisi " imzayi atana kadarmis senin kadinligin, gözumu boyamissin, simdi göruyorum gercek yuzunu, yayildin gittin, alan almis satan satmis modundasin " diye veryansin ediyor.. Halbuki bana göre bunun sebebi tamamen psikolojik.. Misal benim buyuk ablamda da ayni sey oldu, evlenmeden önce cillop gibi hatunken simdi kilolu bir o kadar da bakimsiz biri haline dönustu. Niye böyle oldun, niye bakmiyorsun kendime dedigimde. " calisiyorum, eve geliyorum yemek yapiyorum, cocuklarla ilgileniyorum vs derken kendimle ilgilenmeye zamanim olmuyor " diyor. Ne icin, esi cocuklari rahat etsin diye, kariyer yapabilsin diye, evi temiz ve tertipli bir hale getirerek aniden gelen misafirlerine mahcup olmasin diye... halbuki eskisi gibi kendisine baksa hem esi mutlu olurdu , hem de o esim acaba beni eskisi gibi sevmiyor mu, begenmiyor mu diye komplekslere girip moralini bozmamis olurdu. Kendini unutmak diye buna diyorlar sanirim..

Oysa icimizdeki 'ben'i koruyup ona sahip cikmayi basarsak hayat cok daha yasanilabilir bir hal alirdi. belki de mutluluk burda gizlidir kimbilir.

20 Mayıs 2010 Perşembe

Topuklu ayakkabilar icin de binicilik dersi verilmeli...



Havalarin isinmasiyla birlikte herkesi bir kilo verme telasi sardi.. i$ yerimde herkes rejime basladi, itrim diye garip bi rejim yemegi yiyorlar , göruntusunu görseniz mideniz bulanir. Yal gibi köpegin önune dökseniz o bile yemez. Ablamda gunun bes ögunu lahana corbasi icmeye basladi, Allah'im o nasil bir kokudur yarabbim. lahanayla kerevizin muthis birlesimi. akillara zarar.Ki$in homidi girtlak yerken akillarina gelmiyordu tabi fit görunmek, nasilsa yanlardan pörtleyen göbekleri, pIt pIt yaglari katkat giyilen giyisilerle kamufle etmek mumkundu. Ama simdi tril tril giyinmek istiyor herkes, göruntu kirliligi yapmamak acisindan da zayiflamak sart. neyse ki ben bu gune kadar rejim yapmaya hic ihtiyac duymadim..

I$ zayiflamakla da bitmiyor tabi. Benim kiloyla bir sorunum yok ama 25 yasina merdiven dayamis koskoca bir hatun olarak hala spor ve sala$ giyinmeye devam etmem önemli bir sorun haline geldi... Artik tIfILLIktan cikip kelebege dönusmenin vakti geldi geldi de geciyor bile..

Yasitlarim coluk cocuga karismisken benim hala kinali yapincak modunda erkek fatma gibi ortalikta dolanmam pek yakisik almayacagi icin kezban paristeki gibi köklu bir degisim yapmam gerektigine karar verdim. Tek fark Kezban bu kez Paris'te degil Stockholm'da...



i$e ilk önce en önemli unsurlardan olan topuklu ayakkabilarla basladim.. Maksadim uzun görunmek degil, Allah boy vermis zaten ama gerisini koyurmus, zarafet yok.

Hayatim boyunca at biner gibi topuklu ayakkabiya binip dIgIdIk dIgIdIk yuruyen hatunlara hayranlik duydum..Bu isin binicilik dersi olsa valla kaca olursa olsun hic bakmaz giderdim.Cunku ben topuklu ayakkabiyla yurumeyi hic beceremem, rahatima cok duskunumdur gelemem hic öyle sIkIya... Ayda yilda bir özel gunlerde giydigimde de tökezleye tökezleye yurumekten gecenin irezili konumunu kimselere birakmam ve topuklu ayakkabiyi icat edene en icten sövgulerimi sunmayida ihmal etmem.

Topuklu dediysem öyle 20 cm falan da degil ha, 5-10 cm anca gelir benim ayakkabilar.. Ama ben bu yola bas koydum sarkilara bile konu olan topuk sesini en ritmik sekilde calmayi ögrenicem. Ve ilk defa bu yaz hanim hanimcik bir kiz olucam.

Klasik yöntemlere basvurdum hemen, basimin ustunde kitap tasiyim dedim ama onu da pek becerdigim söylenemez. Kalas gibi yuruyorum mubarek.




Bu elimden dusurmedigim sey de H & M in yeni sezon katalogu, ordaki hatunlara bakip bakip gaza geliyorum.. Hirslanip basariya ulasmanin en iyi yolu , iki hemcinsin bir biriyle iddialasmasi sanirim. Bu yaz icin daha önceden oldugu gibi pantalon falan secmek yerine , cicili bicili elbiseler sectim.


Evrim gecirmeme cok az kaldi blog cok az..