18 Mart 2011 Cuma

Ne oldum degil ne olacagim da degil, ben ne yapiyorum demeli insan




"Bu hep boyle mi devam edecek? " . sorusunu kendinize ne kadar cok soruyorsaniz o kadar cok Allah belanizi vermis demektir.. Günde bir milyon kere bu soruyu kendime sorup cevabini bulamadigimi dusunurseniz ruhumdaki derin boslugun marriannes cukurundan daha derin oldugunu saptayabilmeniz hicte zor degil..



Savaslar, krizler, afetler ve de soguklar. $öyle $ensakrak yaziyim ortamin havasini dagitayim dedim ama yok,ilham perim bile israrla bunalimda..
Dünya hali, ev hali, is hali derken bir de baktik ki ictigimiz caydan sarhos olmusuz, dinledigimiz caz müzikse Müslüm baba etkisi yapip kederlendirmis bizi. Hatta bir ara e.n.k'le kahve ve cayimizi serefe tokusturup, hic alakasi olmayan bir sarkida zilgit cekerken bulduk kendimizi :) Sanirsin ki cafede degil de meyhanedeyiz.. Zaten biz ne zaman bir araya gelsek derin mevzulara dalar, isin icinden cikamayiz.Ha ama arada bir sacmalayip gülme krizlerine girdigimizde oluyor tabi..


Aslina bakarsaniz devletin basina e.n.k ve beni getirseler bir yil icinde ulkeyi dunyanin bir numarali ulkelerinden biri haline getirmezsek serefsizim.. O kadar da iddialiyim evet.!



Insan hayati o kadar ucuzlasti ki, Azraile özenip bu isi meslek edinenlerin sayisi giderek artiyor.. Gun gelecek kendi cellatlari olacaklar ama ne fayda.. Bir yerlerde ölumun soguk yüzü cayir cayir yakarken insanlari, benim icim daha da usuyor... Ü-$ü-yo-rum! Hal böyleyken bizim hayatimizdan sikayet etmemiz ne haddimize! $ükürse $ükür, yetinmekse Allah'ina kadar..!



Radyonun fisini cekersiniz ve müzik biter hani.. Ölüm de bunun gibi bir sey iste. Fi$in cekilir hayat biter.. Bu kadar basit olmamaliydi diyor insan, ama oluyor.. Madem 2 dk sonra yasayacagimin garantisi yok her animi degerlendiririm diye dusundum ve butun bosluklari dolduruyorum.. Lakin eskisi kadar keyif vermiyor bazi seyler..



Her dönemin kendine has kokusu, havasi vardir ya hani.. Burnuma gelen keceli kalem kokusuyla 10 - 11 yaslarima döndum az önce.
Bizim zamanimizda internet yoktu mesela.. Bestas vardi, cincan vardi,celik comak vardi. Dostluklar "follow" ile "like" ile olusmuyordu.. "herild yani, hey maykil versene borc, olmaz maykil yandan kaykil" populerdi laflardi bizim zamanimizda. Oha falan olan nesilden degildik yani.. Anket ve hatira defterlerimize "sepet sepet yumurta sakin beni unutma" yazardik olur biterdi. Izleyici sayisi artsin diye suslu laflar edip, kasmak yoktu. Her sekilde makbule gecerdi ictenligin.. Ama Sezen Aksu'nun da dedigin gibi "eskidendi, cok eskiden"..

Bu arada meteoroloji kar soldan soldan gelecek diyor.. Bana yine geldiler dostlar, bana yine geldiler. Ani ani gidiyorlar..

3 Mart 2011 Perşembe

Devrik ama devrilmeden yaziyorum simdi..



Yirtariz dns ayarlarini enginlere sigmaz tasariz.
Hangi digitürk bize zincir vuracakmis sasariz..

Yurt disindakilerin blogu kapanmadi tabi tuzlari kuru diye sitem edenler olmus, emin olun en az sizin kadar uzuldum memleketimin bu icler acisi haline. Sizin aciniz benim acimdir canlarim, siz olmazsaniz blog yazmanin ne anlami kalir ki.. Hatta bi ara hevesim kacti, blog yazmayi birakiyim diye dusundum ama sonra neden pes eden ben oluyum ki dedim. Eskisinden daha fazla yazip inadina mucadele etmek varken! Zaten yakinda 'sen cok oksijen tuketiyorsun' diye akcigerlerimize de yasak koyarlarsa hic sasirmam.

Son zamanlarda bloggerlarla epey ugrasanlar var. Bir blogger'a acilan davanin hemen ardindan, digitürk'ün bütün blogspotlari sansürlenmesi sizce bir tesaduf mu? Yoksa digitürk sadece bir bahane mi? Bunu bir dusunun derim ben..

Bu uzucu olaylardan sonra beni tek mutlu eden sey sanirim günümün ayiyor olmasi oldu... Evet, artik sabahlari burada da gunes doguyor, cocuklar gibi $enim.. Karanliga ne kadar alistiysa artik gözlerimiz, araba fari görmus tavsan gibi kalakaldik ortada..
Hava sicakliklari da birazcik yukselince firsattan istifade sokaklara firlayip dolastik enk'le. Fotograf cekmeyi de ihmal etmedik tabiki..




Bu gavurlar her seyi dusunmus yapmis abi, orasi tamam da tuvaleti türkler bulmus bundan daha önemli icat olabilir mi..? Bugun Stockholm dunyada en temiz dogaya sahip sehir unvanini aldiysa bunda Türklerin payi büyüktür..
Bu gectigimiz sokaklardan bir zamanlar bok püsür eksik olmazmis.. Cünkü insanlar tuvaletlerini kovalara yapar ve pencereden asagi sokaga dökerlermis.. Hatta eger evde bir misafir varsa ve yemektelerse, sofradan kalkmak saygisizlik olarak kabul edildigi icin oturduklari yerde altlarina iserlermis.. Sokaktan gecenlerse yururken devamli yukari bakarak yururlermis ki tepelerine pislik dökulmesin.. $imdiyse yerde tek bir cöp dahi göremiyoruz, ilerleme diye buna denir iste.. Biz cok daha önceleri onlarin bulundugu bu safhadayken asagilara dustuk, geriledik. Simdi sorsaniz Avrupa'lilara bize minnettar olmak söyle dursun; türklerden pis, türklerden pasakli millet yoktur.. Bu yuzden kimseyi suclayamyiz tabi, butun bunlarin sorumlusu biziz cunku..



Ama tabi memleketin halini dusunmekten cok daha önemli islerimiz var bizim. "Cemile'nin hali ne olacak? Caroline kaltagi yine ne haltlar karistiracak. Hürrem Sülüman'la halvet olacak mi? " bunlar daha önemli bizler icin.. Ulke seriatla yönetiliyormus, özgurlukler kisitlaniyormus kimin umrunda? Bu sözlerim sadece sizlere degil kendim de dahilim buna. Genclige hitap eden Atam, genclik coktan bitmis.. Mezarinda ters dön simdi..
Keske biraz daha duyarli olabilseydik ve bazi seylerin farkina varabilseydik..



Deniz kocaman bir buz pistinden ibaretti, erimeye baslamis.



Kugular bile gunesin tadini cikariyor..



Taze gelinin bogazindan bi sey gecmiyor, kocasindan ayri olunca.. Allah butun sevenleri kavustursun insallah..

Bugunluk bu kadar, adios.