20 Aralık 2018 Perşembe

Ah hayat, bir an göz açıp kapayıncaya kadar geçen..



Hissetmenin bu kadar bastırıldığı bir dünyada, her an 'dengeli olmalıyım' endişesini bıraktığım tek yerdi bu blog. (Malum kusursuz olmalıydık, hep mükemmel, eksizsiz.) 
Çocukça hayaller kurduğum, kızdığım, hüzünlendiğim, güldüğüm, rahatça saçmaladığım tek yer. İçine yıllarımı sığdırdığım... Geçmişe şöyle bir baktım da , hayatta ne istediğimi çok iyi bildiğimi ve o şekilde yaşamak istediğimi zannediyormuşum. 
Ne büyük yanılgı! Zamanla düşüncelerin, inançların, isteklerin o kadar değişip gelişiyor ki; şuan inandığınız doğrular, bir de bakmışsınız bir kaç sene sonra değişmiş. 

Kendim olmaktan asla vazgeçmedim lakin ne kadar çok şey öğrendiysem o kadar bilmediğimi farkettim aslında. Hep en başa döndüm yeniden keşfettim. 
Mark Manson’ın dediği gibi “yeni birşey öğrendiğimizde yanlıştan doğruya geçmiyoruz, yanlıştan daha az yanlışa geçiyoruz. Hiçbir zaman tam olarak mutlak doğruya erişemeden, hep ona bir adım daha yaklaşma yolundayız.”

Değişimden korkmayın.  Kararlarınıza etki eden unsurun korkularınız olmasına izin vermeyin. Bence yaşadığımız hayatı tam bu ince çizgi belirliyor. Ne kadar risk alabilirsiniz? Ne kadar istediğiniz şeylerin peşinden gidebilirsiniz? Kararlarınızı gözden geçirirken gerçekten istediğiniz için mi yoksa korkularınız mı o şekilde karar vermenizi sağlıyor? 
Hep o çizginin ortasında yaşamak zorunda değiliz, uçlarda da olabiliriz. Kendimize daha merhametli, daha neşeli, daha empati dolu, huzurlu bir dünya yaratabiliriz. 
Dünyanın tüm kötülüklerini biz insanlar yaratıyoruz aslında. Çok kötü çok karanlık insanlar var bu dünyada. Bu düzenin sürmesi için insanlar kitaptan, müzikten, sinemadan, spordan, akıldan, bilimden mahrum bırakılıyor. Denecek ki bütün bunlar gelişmiş ülkeler için geçerli değil, hayır böyle düşünen yanılır. Her yerde muazzam bir geriye düşüş var. Kültür-sanat para getirdiği sürece yaşatılıyor, hem de özenli bir sansür mekanizması işletilerek. Heryerde aynı pespayelik. Sistem, cahil, itaatkar, ahmak insan istiyor ve bunu yaratıyor.  

İyiliklerle dünyamızı biraz daha yaşanılabilir kılmak için uğraşanlar, hâlâ birşeylerden utanabilenler de var elbet. İşte onların hatrına, önce kendimizi, sonra her gün bir tanecik insanı mutlu etsek. Minik bir sözle, teşekkürle, tebessümle.. Unutmayın iyilik bulaşıcıdır ve katlanarak artar. Haydi eylem zamanı! 

Aslında uykunun tutmadığı bu gece yarısı, buraya geliş nedenim yeni bir post girmek değil, bloğu silmekti. Ergen eLLa’ya göre içindekilerle birlikte patlatmaktı :)
Öyle çok anılar paylaşmışım ki, birgün tekrar hatırlamak istersem diye silmeye kıyamadım, taslak halindeler. Daha da ilerleyen yaşlarımda belki yine hey gidi günler deyip, cahilliğime gülmek istersem diye, yeniden yazıyorum. 

Hayat herşeye rağmen güzel ve onunla ilgili keşfedeceğimiz, paylaşabileceğimiz daha çok şey var. 

Sağlıcakla kalın. 



26 Ekim 2016 Çarşamba

Bir zamanlar bir eLLa geçti buralardan diyenler



Malumunuz iş güç derken bloğu iyice bıraktım. Lakin instagramda hala aktif olduğumu söylemek istiyorum. Hadi eski bloggerlar ve takipçilerim instada buluşalım :)

İnstagram/ twitter hesabım: ella_cica

Öpüldünüz 💋

11 Ocak 2014 Cumartesi

Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın

On yıldır stabil olan hayatımda hergün "hiç mi değişiklik olmaz insanın hayatında" diyerek veryansın ettim durdum. Evren sesimi duymuş olacak ki 2014'te köklü bi değişim getirdi hayatıma. Bunca yıl ufacık bile bi değişiklik görmeyen bünye, rutin hayata o kadar alışmıştı ki bu kadarı deprem etkisi yarattı haliyle. Asıl soru şu aslında "herşey daha mı güzel olacak, yoksa daha mı kötü?" . Tam bir muamma.

 Şemsi Tebrizi şöyle demiş; 

"HAKK'IN KARSINA CIKARDIGI DEGISIMLERE DIRENMEK YERINE TESLIM OL. 
BIRAK HAYAT SANA RAGMEN DEĞIL, SENINLE BERABER AKSIN.
DUZENIM BOZULUR, HAYATIMIN ALTI USTUNE GELIR DIYE ENDISE ETME. 
NEREDEN BILIYORSUN HAYATIN ALTININ USTUNDEN DAHA IYI OLMAYACAGINI? "

Küçük bi ipucu veriyim; artık sizlere mesafe olarak daha yakın olucam :) 

Farklı ve güzel yıllar dilerim hepinize.






27 Ağustos 2013 Salı

Denklanşörüme sağlık

Güne yakaladığım bi kaç güzel kareyle başlayalım, günümüz aysın. Günaydın :)













26 Nisan 2013 Cuma

Ne demiş şair "Kendi peşimi bile bıraktım."




İyiyim desem yalan, kötüyüm desem daha da yalan. Mutluyum desem değil, mutsuzum desem hiç değil.. Kah şeker kız candy modunda gülücükler saçıyorum etrafıma, kah Tatar Ramazan gibi masaya vurup " ben bu oyunu bozarım ülen !" diye terör estiriyorum.. Ya da bi şarkı çalıyor derinlerden dalıp gidiyorum uzaklara. Artık neyim, nasılım hiç bilmiyorum.

Mühim olan "acaba neler bekliyor beni hayatta?" sorusunu keyif alarak sorabilmek.. Kendine rağmen, kendin için bişeyler yapabiliyorsan değişim yapıyorsundur. Cesaret gerek diyorum, halbuki ne var olmazsa baştan başlarsın dimi.

"En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım?" -Ahmet Hamdi Tanpınar

Siz de benim gibi rutin hayatınızdan sıkıldıysanız size önerim; bu haftasonu değişik yerlere gidin, değişik yemekler yiyin, değişik insanlarla muhabbet edin. İyi geliyor.

Adyö

İnstagramdan takip etmek isteyenler ; ella_cica olarak kayıttayız efenim.

31 Aralık 2012 Pazartesi

Stooooccckkkkkhooooolllmmmmm seniiii yeneceeeemmm ulaaaaaaannnnnnnnnn !!!


Tam hayata isyan edecektim, annem "kahvalti hazir, cayi demledim" dedi. Agiz tadiyla bi isyan bile ettirmiyorlar adama bizim evde.. Hep ailenin uysal çocuğu oldum bu yuzden, vur kafasina al elinden ekmegini tarzinda.

Kalbi apak yuzu gulpembe éLLa,
Sen alemi ne sandin alem seni kandirir éLLa
Stockholm'un kibari kizi guzel éLLa..



2012'yi geride birakiyoruz bugun, insanlarda bi telas bir nese. Insan ömrunden bir yil daha kaybetti diye bu kadar mutlu olur mu ? cok sacma.

2012'nin hayatima kattiklarina söyle dönup bi baktimda, hic bir kot katmamis afedersin. Hayir yani katmadi da ne oldu, sunun surasinda 365 gunluk ömru vardi, oda tukendi gitti iste.
Sana burdan anca gidersin diyorum 2012.
Bu da mi gol degil 2012.
Allah cezani versin 2012 !


Zaten benim hayatim yaklasik 5-6 yildir, sebebini bir turlu anlayamadigim garip bir sekilde ayni noktaya saplanmis duruyor. Ya bir insan evladinin hayatinda hic mi bi ilerleme veya gerileme olmaz. YOK! Ayni durdugu yerde duruyor, cok enteresan. Bilim adamlari bunu arastirsin lutfen.

Ic guzellik yarismasi yapilsa kainat guzeli secilecek kadar cici kalpli bir insanim, niden oluyor böyle yani niden. anlamiyor ben..

2013'te diger yillarimin bir fotokopisi olacagi icin, vay efendim sunu istiyorum bunu istiyorum diye wish list siralayacak degilim. Tek istedigim efendi gibi gelsin, guzelliklerini efendi gibi sunsun gitsin..



Yilbasinda ne yapiyosooonnn? diye sorup duruyor insanlar. Sanki yapacak cok sey varmis gibi. Napcam her yil oldugu gibi gelenegi bozmuycam. Anamin dizinin dibinde oturup mandalina soyup, dansöz seyretcem.


Simdi kalkip biraz pasta börek cörek hazirliycam, gece uzun olacak ne de olsa.


Dansöz dedim de aklima geldi, gecen gun kuzenin ise girmesini kutlamaya gidelim dedik. Dubai arab restoraninda dansöz var dediler gittik. Bi baktik ki restorant sinek avliyor, az musteri var diye dansöz falanda cikmadi. Kuzenle ben her gittigimiz yeri kuruturuz zaten. Bahtsiz bedeviler olusumuz tescillendi artik.

Her neyse hepinize musmutlu yillar dilerim canlarim. Her sey gönlunuzce olsun, esen kalin efenim.