Butun bu sifirlarin ne zamana kadar degeri vardir? Sen hayatta oldugun surece. Sen öldun 1 gitti,
000000....000 oldu, sifirlarin hic bir anlami kalmadi..
Madem öyle bizim degerimizi arttiran , ama aslinda bizsiz hic bir degeri olmayan seyleri öz varligimizdan ustun tutmaya calismak niye..? Ben dedigimiz seyi olusturan ögelerin yaptirim gucunun artmasiyla, ruhumuzu benligimizi bir kenara atmak, amaclarimiz, unvanlarimiz ve rollerimiz ugruna "ben"'i unutmak neden? En son ne zaman kendiniz icin bi sey yaptiniz mesela, isiniz askiniz icin degil sadece ama sadece sirf hosunuza gidiyor diye ne yaptiniz kendiniz icin?
Bu atasözunu duydugumdan beri bir nevi aydinlanma yasadim denilebilir.. Hepimizde az biraz acitasyon yapma potansiyeli vardir. "benim derdim , senin derdini döver.." , " senin derdin dert midir benim kinin yaninda" , son olarakta " durdurun dunyayi inecek var " diye yakinmalarimiz, veryansin etmelerimiz olmustur.. Hepsinin nedeni ya isimizden dogan sIkIntIlardir, ya ailemizden, ya colugumuz cocugumuzdan, ya sevgilimizden , ya da maddi durumlar yuzundendir.. Bunlardan biri eksilse kafamizi daglara taslara vururuz, karamsarligin dibine dari ekeriz.. Yasama sevinci denen bi sey kalmaz , bunalima gireriz, hayattan tat almayiz, karalar baglariz vs.. Lakin unuttugumuz bir nokta var ; 'biz' kendimiz.. Size egoist olun demiyorum, sadece kendiniz ile sahip olduklariniz arasindaki ayrimin farkina varin, birine verdiginiz degere yogunlasirken , kendinizi yabana atmayin.. hayat cok kisa...
hayatini rutbesini ve unvanlari uzerine kurmus ve belki de kendisi icin hic bir sey yapmamis olan buyuk hukumdar Sultan Suleyman'a bile kalmamis bu dunya, bize mi kalacak..
O yuzden vay efendim isimden kovuldum ne halt edecegim, sevgilimden ayrildim nasil yasayacagim, böyle hayat olmaz olsun triplerine girmeye hic gerek yok.. Tabi ki insanoglu duygulari olan bir yaratiktir uzulur, incinir, örselenir ama bu degerler olmadan önce de nasil ayakta kalabildigini unutmamasi gerekir.. Kendimizi önemsedigimiz ve unutmadigimiz surece degerlerimiz artacaktir..
Mesela hanimlar evlenmeden önce daha bakimli, daha özenlilerken evlendikten sonra evliligin yukledigi sorumluluklar yuzunden saliyorlar kendilerini bakim desen sifir, kilolar almis basini yurumus, her seye karsi isteksizlesmis, kendinden gecmis bir vaziyete burunuyorlar. Sonra erkek kismisi " imzayi atana kadarmis senin kadinligin, gözumu boyamissin, simdi göruyorum gercek yuzunu, yayildin gittin, alan almis satan satmis modundasin " diye veryansin ediyor.. Halbuki bana göre bunun sebebi tamamen psikolojik.. Misal benim buyuk ablamda da ayni sey oldu, evlenmeden önce cillop gibi hatunken simdi kilolu bir o kadar da bakimsiz biri haline dönustu. Niye böyle oldun, niye bakmiyorsun kendime dedigimde. " calisiyorum, eve geliyorum yemek yapiyorum, cocuklarla ilgileniyorum vs derken kendimle ilgilenmeye zamanim olmuyor " diyor. Ne icin, esi cocuklari rahat etsin diye, kariyer yapabilsin diye, evi temiz ve tertipli bir hale getirerek aniden gelen misafirlerine mahcup olmasin diye... halbuki eskisi gibi kendisine baksa hem esi mutlu olurdu , hem de o esim acaba beni eskisi gibi sevmiyor mu, begenmiyor mu diye komplekslere girip moralini bozmamis olurdu. Kendini unutmak diye buna diyorlar sanirim..
Oysa icimizdeki 'ben'i koruyup ona sahip cikmayi basarsak hayat cok daha yasanilabilir bir hal alirdi. belki de mutluluk burda gizlidir kimbilir.